DURUŞ

Laubalilikle samimiyet arasında çok ince bir çizgi var.

Samimi yaklaşım her türlü iletişimde güven verir, iletişimi güçlendirir ve evet gereklidir.

Bu samimi yaklaşımın doz ayarı ise biraz ustalık, biraz tüm iletişim fonksiyonlarının kullanılmasını gerektirir.

Bu dozajı lafınızın başına bir “Lan” ya da sonuna “Ulan” koyduğunuzda kolaylıkla aşabildiğiniz gibi, geçerken denen bir “Naaber!”e eşlik eden enseye bir tokatla aşırı doza mahal verebilirsiniz.

İş hayatında iletişimde, ilişkilerde bu sınırın belirlenmesi, soğuk ve mesafeli ile samimi ve içten arasındaki o ince ayrımı bilmek ve uygulayabilmek değerli.

Söylediklerimizin iletişimde sadece %7 etki ettiğini düşünürsek, %55 etkili beden dilinde fiziksel mesafemiz, bakış, yaklaşım, üslup ve el kol hareketlerimizin toplamı, olaylar karşısında tepkiniz ya da tepkisizliğiniz “DURUŞ”umuzu tanımlar.

Bu duruş aynı zamanda sizin görünmeyen kişisel alanınızın sınırıdır.

Her ne amaçla olursa olsun iletişimde bulunduğumuz kişiyi değiştiremiyoruz, her konuda olduğu gibi iletişimde de kendi duruşumuzu karşımızdaki kişiye göre değiştirerek etkin, sağlıklı ve doğru iletişim kurabiliyoruz.  

Özetle; sizin duruşunuz karşınızdakinin size yaklaşımını belirliyor.

“Neden bu insanlar bana böyle davranıyor?” diye gelen bir çalışana, kişisel ve iş hayatındaki kendi duruşunu analiz etmesi gerektiğini söylüyorum.

Mesela misafirden sipariş alan bir garson kızımız misafirin dibine girip, tek ayağı üzerine yüklenmiş vücut dili, alttan gülüş tarzı ve bakışı, kısık ses tonu ve “ne” sözcüğüne yaptığı bir manalı vurgulamasıyla “Size ne ikram edebilirim?” dediğinde, misafirin de onun görünmez alanına sözle dahi olsa girmesi gayet doğaldır.

Mesafeli samimiyet, artık Covid’le de öğrendiğimiz sosyal mesafeyi koruyarak, bakışın,  gülüşün, ses tonunun sıcaklığı ve netliğiyle her bir çalışanın kullandığı standart sözlerle kolaylıkla sağlanabilir.

Misafirle çalışan iletişim yöntem ve şekillerinin belirlenmesinin yanı sıra yönetici çalışan ve ekip arkadaşlarının birbirlerine mesafesindeki samimi, içten ve saygın yaklaşım zaten dönüp dolaşıp misafire yansıyor. İçten gülüş ancak arka tarafta sağlanan olumlu iletişimle mümkün. Ötesi bir önceki yazıda belirttiğim gibi sahte bir gülüş ya da yaklaşım içerir.

Nezaket kurallarının uygulandığı bir iç iletişimi, saygın üslup ve içten gülüşle harmanlayıp duruşunuzu belirlediğimizde, hem çalışma ortamınızda hem de misafirle iletişiminizde her hangi bir iletişim kazasıyla karşılaşmamış oluruz. 

Kişisel ve kurum duruşumuzu bilip belirleyelim ki biz değil duruşumuz “DUR” desin.